Ad Code

Responsive Advertisement

Ticker

6/recent/ticker-posts

       

      Ömrümün beyaz rengi Babama, özlemle..

      Sözlerime ömrümün beyaz rengi, diyerek başlıyorum. Babam benim hayatımın beyaz rengidir. Çünkü; iyi olarak nitelendirilebilecek bütün özelliklere sahipti. Çok dürüst, iyimser, elinden geldiğince insanlara iyilik yapan, çalışkan, herşeyde sebep arayan, çok düşünen, merhametli, duygusal, bagı kuvvetli olan ve kolay unutan bir adamdı.( unutmayı kendisi istediği için unuturdu, aksi halde içine oturan birşeyi unutmazdı) Çok sakin ve sabırlı oluşu en imrendiğim özelliğiydi, bu yönden babama çektiğim için çok mutluyum🙏

     Birşeyleri öğrenme hevesi o kadar fazlaydı ki; inşaatta kendi alanına girmeyen işleride öğrenmeye gayret eder, yanlış gördüğü bir duruma müdahale ederdi. Bu arada babam dekorasyon işleri ( alçı-sıva-boya-kartonpiyer-asma tavan) yapıyordu. İşine aşık olan insanlardan biriydi. Severek yaptığı için de, hangi işe eli değse harikalar yaratıyordu. "Mehmet usta" derlerdi. Yaptığı işlerin yanısıra, insanlığı ile sevilen deger gören, takdir edilen bir insandı. Kendine has tavrı ve davranışları vardı. İş konusunda asla taviz vermezdi bu sebeple alanında en iyisiydi. Yıllar geçtikçe, stres artmaya başladı. En üzüldüğüm nokta stresini paylaşamamdı..Bazen bu yüzden keşke erkek olsaydım dediğim oluyordu, ama o Mehmet Dalkesen'di kıyar mıydı evlatlarına.. Dünyadaki en fedakar babalardan biriydi. Baba gibi babaydı yani kısacası..

     Ben çocukken, saçlarımı fön makinesi ile kurutup sonrada tarardı. Bir gün büyüdüğüm de, saçlarımı taramasını istedim; gülümsedi ve hadi gel dedi.Benden mutlusu yoktu.. Annemin sözlerine göre küçükken yastığı alıp babama: Baba beni sallaaa dermişim. Ve babamda beni ayağında sallarmış, hemde ayaklarım omuzlarına değermiş.( Küçükken bacaklarım uzunmuş) 🙈 Elindeki ile mutlu olmayı, çok iyi biliyordu. Şu an; bunu evlatları olarak biliyorsak babama borçluyuz..

     Yazının; en heyecanlandığım kısmı, şu an anlatacaklarım olacak sanırım!!  Hala çocuğum bu konuda, büyümemiş olabilirim ama olsun; benim en mutlu olduğum anlarımdı.. Babamın çalıştığı yer, evimize çok yakındı. Her sabah uyandığımda, elimi yüzümü dahi yıkamadan balkona koşar, babamın orda olup olmadığına bakardım. Çok gariptir ki, kendisini göremesemde arabamızın orda olduğunu görmek, beni heyecanlandırıp içimin rahatlamasını sağlıyordu. Sonra telefona koşup arıyordum, bizimle kahvaltı yapması için.. Çogu zaman geliyordu, biraz geciktiğinde bu kez diğer balkona gidip, görüş alanıma girene kadar bekliyordum. Takıntılık değil bu durum, çok kıymetli benim için, çok sevdiğimden.. Akşam üzeri olduğunda, balkonda oturup camdan babamı izlerdim, her hareketini ezberledim. Mesela: konteynırın önünde elinde anahtarla, birseyler anlatıyordu gece bekçisine, el kol hareketleri hala hafızamda.. Sonra anahtarla ensesini kaşıyıp sözlerine devam ediyordu. Kır saçları, burnunun üzerindeki leke, kulak kepçesindeki ben, ayak parmaklarının pençesi, elleri, en çokta ellerini asla unutmuyorum.O eller babamın yıllarıydı.. Arabamız ile eve geldiğini gördüğümde küçük çocuk gibi seviniyordum. (Şimdi ise aynı duyguyu kardeşimde yaşıyorum) Akşam eve geldiğinde, kapımızın düşmüş olan dürbün deliğinden, benimle göz göze gelirdi. İstisnasız; dürbün düştü düşeli, babamın gözleri her akşam o dürbün deliğindeydi..Üstelik bunu kasıtlı yapıyordu, mutlu olduğumu görünce, her gün dürbün oluyordu o gözler. Çok özledim dürbündeki o gözlerini babam 😭 Bazen çok neşeli, bazen yorgun olurdu yinede of dediğini hatırlamıyorum.Gözlerimizle anlaşıyorduk..

     Babamın en büyük özelliğ;i kardeşim ve bana verdiği öğütleriydi. Her sohbetimizde ,hatta her birsey söylediğinde aslında bize öğüt verirdi. Bildiği herşeyi öğretmeyi seviyordu ve bizdende öğrendiği çok şey olduğunu söylerdi. O anlarda çok ciddi bir adam oluyordu, çocukluğumuzdan beri bu ciddiyetin, bize katkıları olduğunu öğrenmiştik. Anlattığı bilgilerin yada sebeplerin neyden kaynaklandığını mutlaka belirtirdi.. En güzel öğretisi, doğru olmanın önemiydi. Doğru insan olup, yani iyi şeyler yapıp, aklını kullanarak; iyi yoldan ilerlerseniz hayattan az zarar alarak yolunuza devam edersiniz derdi. Bugün ben; kalbimden geçenlerle aklımdan geçenin aynı olduğunu hissettiğimde, doğru yolda olduğuma inanıyorum ve zarar görmüyorum. Bu bilgiyle doğru ilerliyorsam, bunu babama borçluyum..

     Babamın son nasihatının ölüm anında olduğunu duyduğumda, ne hissedeceğimi bilememiştim. Sakin kafayla düşündüğüm bir zamanda, hissettiğim duygunun tarifi yoktu, çünkü tam babama layık bir teslimiyetti. Kardeşim o durumda paniklediğinde, ona söylediği son sözü ve son nasihatı şuydu: " sakin ol oğlum, panik yaparsan hayatta hep hata yaparsın".!!!!! Sen çok güzel bir adam, çok güzel bir babasın.. Aşkım babam.. Hayatım boyunca, gurur duyduğum tek adamsın baboşum..

    Babamın vefatının üzerinden, tam 4 ay geçti.Bu satırları yazmaya 3 ay önce başladım. Fakat her yazmaya kalkışımda, kendimden geçip bırakmak zorunda kalmıştım. Gözyaşlarımı tutamasamda bugün bitirmeye kararlıyım. Bloğumda; babamı anlatmak istiyordum hep, çünkü babam gibi bir insan yazılmalıydı. Ama ölümü vesilesiyle olduğu için, bu benim için iki kat acı oldu..

    Şu an ki duygularım; ona birdaha sarılamayacak olduğumu bilmek, yüzünün hatlarını inceleyemeyecek olmak, gözlerine bakamayacak olmak, ellerini tutamayacak olmak, onunla sohbet edemeyecek olmak, kardeşimle güreştiklerini göremeyecek olmak, dürbünden gözlerini göremeyecek olmak, sofraya onsuz oturacak olmak, tabağını bardağını kaşığını sofraya koyamayacak olmak, onsuz bayramlar geçirecek olmak, en kötüsüde dede olduğunu göremeyecek olmak beni nefessiz bırakıyor.

     Baş ucumdaki fotoğrafınla, yetinmek zorunda kalmak çok kötü bir duygu.. Ama sen yeter ki iyi ol, ben hepsine katlanırım..
Sayfalarca anlatabilirim, çok şey yazmak istiyorum, yazmakla bitmeyecek kadar çok şeyi ifade eden, bir adamın kızıyım ben. Dünyaya birdaha gelsem, babamı isterdim.. Seni çok seviyorum babam..

     Ömrümün beyaz rengi babam💜 mekanın cennet, kabrin nur olsun🙏



Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code

Responsive Advertisement